Bıraktım kalemimi. Çevirdim başımı gökyüzüne, yıldızları inceledim. Tek tek baktım, tek tek hissettim. O yıldızlara bağlanmış umutları, o yıldızların şahit olduğu sözleri, o yıldızların temsil ettiği şeyleri inceledim. Sonra bizim yıldızımızı buldum, hayır bizim yıldızımız diğerleri kadar parlak değildi. Bizim yıldızımız, tüm o parlak yıldızların arasında görünmüyordu neredeyse. O ilgi çekmiyordu, işte bu yüzden bizim yıldızımızdı. Kimsenin istemediği bir yıldız... kimse sönük bir yıldızı istemez. Tam da bu nedenle bizim yıldızımız olmaya en yakışacak olan oydu. Bizim sözümüzü tutacaktı, kimseye söylemeyecek, kimseye göstermeyecekti. Kendisiyle birlikte saklayacaktı onu. Belki aslında o yok olmuştu, yüzyıllar öncesinden bize uzattığı ışıklarını görüyorduk belki de. Ama biz onun varlığına, bu evrende bulunmuşluğuna emanet etmiştik hayalimizi. önüme döndüm, yazmaya devam ettim. Yıldızımızın sözünü tutacağına ve bu mektubumun sana ulaşacağına inandım.
Popular Posts
-
Bahçeye çıktım; küçük, şirin bir bahçemiz vardı. Evimden daha çok evim gibi hissediyordum burayı. Gökyüzünü izleyebiliyordum, hem de y...
-
Selam selam selam! Bir şeylerin yorumunu yazmayalı uzuun zaman olmuş, ben de bu animeyi çok çok yeni izlemedim ama çok sevdiğim için yoru...
-
Selaaam! Bugün -yinee- mim yazıyorum 2. kez mimlendim çok iyi hissediyorum :D gelişiyoruz, hadi bakalım. Deeptone'a (bakmak istersen...